Ağustos 30, 2008

Senden Başkası


Bilemez senden başkası;
Maskemin altındaki hüznü
Göremez gözlerimin içindeki kalp yarasını
Dön bir daha bak
Bak da gör
Gözlerimdeki gölgeni gör

Ağustos 29, 2008

Boşluk


Bilinmez yolculuğa çıktım
Yolun sonu yok , korkarım gidemem
Güven vermez oldu artık atılan her adım
Sallanır altında oluşan köprü,
Taşımaz seni yol aldıkça
Bekler seni yolun sonunda
Koca bi boşluk

Nerden bilirdim

Küçücüktüm
Ama hevesliydim büyümeye
Nerden bilirdim ki
Beni saran duvarlar engel diye
O sıkışmışlıkta habersizce açardı yeşilliklerim
Ufacık gün ışığına umutla uzzardı dallarım
Kim bilebilirdi ki yalnızlığın kök salmışlığı,
Tutar eteklerimi de açamam dünyaya ellerimi
Sarılıdır dört yanım, dışımda karanlıklarım
Bırakmaz beni başucumdaki baskın krımızılıklarım

Hissedebilmek

Görebilmek güzellikleri,
Her gün geçtiğin yol kenarındaki,
Boynu büyük ağacın hüznünü…
Güneşin her doğuşundaki,
Heyecanla yansıttığı neşeyi…
Bulutların yağmuru müjdeleyişindeki,
Birbirlerine sarılışlarındaki özlemi..
Hissedebilmeli bize sunulan güzellikleri..
Hissetmeli ve yaşamalı

Ağustos 26, 2008

O’ rda

Özgürlüğe açılan yeşil vadiye
Gider, gözlerindeki derinlik
Korkutur beni, bakamam öyle uzun uzadıya
İçim titrer, içindeki derinliğe dalarken

O’rda hüzün var
O’rda ihtiras var
O’rda ateş var
O’rda özgürlük var

Başakların içinden ansızın çıkıp gelen
Yeşil gözlerindeki derinlik
Yakalar beni, kaçamam sihrinden gizliden gizliye
Ürperir tenim, gizemine açılan gözlerine bakarken

O’rda gözyaşı var
O’rda mutluluk var
O’rda umut var
O’rda özgürlük:

O’rda BEN varım!!!

Ağustos 25, 2008

Ne güzeldir O

Şimdi yağmur yağıyor
İnceden inceden
Oturmuşum bir cafede
Önümde boydan boya cam
Üzerinde yağmur taneleri
Teslim olmuşlar yer çekimine
Kayıyorlar umarsızca toprağa doğru
Güzelim yeşillik,
Denizi eklemiş eteğinin ucuna
Uçsuz bucaksız koyu mavi bir deniz;
Sonsuzluğu çağrıştırırken
Hafiften dalgalanır da
Göz kırpar bana beyaz köpükleriyle
Ne güzeldir O,
Yeşil ile mavinin sevişmesi

Silemedi

Bu sabah gökyüzü maviliğine
Savurmuş ressam fırçasının kızıllığını
Öyle gelişi güzel vurmuş ki darbelerini
Senin gönlümü savuruşun gibi

O sözler, o gözler, o terk edişler
Ne mavilik, ne kızıllık bıraktılar
Sınırlarını kaybetmiş renkler, kalbimde
Yokluğunun ürpertisinden birbirlerine sarıldılar

En acısı ne biliyor musun?
Gökyüzündeki o kızıl fırça darbeleri ,Silemedi aşkıma attığın izleri

İçimdeki Ben

Şimdi gün batıyor,
Kızılımsı bir gökyüzü, rüzgar üşütüyor,
İçimse sımsıcak oluyor
Batan güneşin gökyüzünü terk eden son ışınlarıyla

O an içimdeki ben bağırıyor,
Ben varım diyor,
Seviyor üstelik hayatı; yaşamdan, yaşamaktan haz alıyor
Üstelik kalbi sevgiyle çoşuyor

İçimdeki ben seviyor,
Güneşi, rüzgarı seviyor,
Yağmuru, karı seviyor…
Hepsini seviyor

En çok da seni seviyor
İçimdeki bensin sen
İçimdeki ben beni;
seni seviyor !

Küçük bir Göl

Sınırlarını ağaçlar koymuş,
Almış da üzerine renk renk
Ördekleri gezdirir gibi
Onların dünyası olmuş.
Aralarından beyaz bir kuğu,
Kafasını kaldırır tüm endamı ile;
Burası benim dünyam der, gururla..
Ya ağaçlar;
Görmesin bu güzelliği kimse
Bozmasın o sade, doğal yaşamı, huzuru diye
Eğilmişler gölün üstüne…
Saklar gibi…

Ağustos 19, 2008

BELA

Kimbilir kaç mutsuz hayata girdin
Kanayan kalplerine ışık oldun
Mutluluk ! sensin sandın,
Sen mutluluk olamayacak kadar
Bela’ nın ta kendisisin…

Zor

Bazen zordur, bitti demek
Git demek
Böyle yakın ve bir o kadar da
Uzak olmak
Zorluktan çok ölüm bana
Ben öldüm çoktan
Ruhumu yaşatırım, bedenim yerine
Dinmiyor içimdeki acı
Biliyor çünkü,
Başlamak lazım bir yerden
Aşmak lazım zorlukları
Yeni bir aydınlık için,
Yaşamak lazım yas tutan günleri
Yara kapanmadan
Var olmuyor ne yenilikler..
Ne de yeni bir ben…

YAĞMUR ( sen)

Yağmur gibi,
Sarıl bana,
Hissedeyim seni...

Yağmur taneleri gibi
Dokun bana
İzin kalsın tenimin her noktasında...

Yağmur gibi,
İçime işle
Sevginin seliyle

Güneş doğmasın hiç
Dinmesin yağmur ,
Yok olmasın bendeki
YAĞMUR, izleri

O Gözler

O Gözler mesafeleri kapatır da
Bir hasretini yok edemez

O Gözler aşkını haykırır da
Bir içimdeki boşluğa sesini duyuramaz

O Gözler ateşiyle yakar beni de
Bir tenim kavrulamaz

Ne sarılabildin,
Ne konuşabildin,
Ne dokunabildin,

Sadece O Gözler vardı

Sadece O Gözler....

Ağustos 11, 2008

Bir an

Bir an var,
Seninle paylaşabilsem dediğim :

Bir kuş kanatlanmış üzerimde,
Rüzgara karşı, güneşe doğru
Ne kadar da özgür olduğu bir an
Seninle paylaşabilsem dediğim.

Yoldayım, yürüyorum,
Üstelik yalnızım, azıcık özgür
Gökyüzünden kar tanelerinin düştüğü bir an
Seninle paylaşabilsem dediğim.

Radyoda bir şarkı çalıyor
Eski hatırlarımız canlanıyor
İçimde seni doğurduğu bir an,
Seninle paylaşabilsem dediğim.

Kimselerin görmediği, bilmediği
Güzel bir GİZ olan,
Güzel bir an var;Sadece seninle paylaşabildiğim