Ocak 13, 2009

Zamansız ölümüm

Rüzgar da sen gibi
Yüzüme vuruyor yanlışlarımı
Dalında tutunamaz sarı yaprak gibi
Yere vuruyor yaşlarımı

Terkedişlerin, gece ayazı gibi
Donduruyor kanımı
Son öpüşlerin, gün batımı gibi
Üşütüyor kalbimi

Yaprağın vazgeçilmez düşüşü gibi
Gecenin kaçınılmaz ayazı gibi
Günün acımasız batımı gibi
Sensizlik zamansız ölümüm gibi

Ocak 07, 2009

Ne bilir

Çevirmezsen yüzünü,
Güneş ne bilir üşüdün diye
Açmazsan gönül kapını,
Aşk ne bilir boşluk var diye...

Düşürmezse çiçek boynunu,
Yağmur ne bilir kuraklık var diye
Bakmazsa derin derin gözlerin,
Yürek ne bilir ateş var diye...

Zorlamazsa sular sınırları,
Irmak ne bilir okyanus var diye
Dillendirmezse duyguların sözleri,
Sevgin ne bilir seli var diye...

Dokunmazsa ellerin,
Ten ne bilir güneş sensin diye
Öpmezse dudakların,
Ruh ne bilir ateş sensin diye...

Ocak 03, 2009

Ölümsüz

Gecenin uykusuzluğuna çağırır
Yokluğu beni
Kah karanlığın ayazı
Kavurur tenimi,
Kah dokunuşlarının özlemi
Kor eder kalbimi,

Sessizliğin girdabına çağırır
Çaresizliği beni
Kah sert fırtınalar
Savurur benliğimi,
Kah ölümsüz aşkı
Coşturur yüreğimi...