Ağustos 27, 2012

Yalnız İstanbul


Bu sabah kimse açamamış gözlerini
Ağaçlar boyunları bükük
Yapraklarının gözleri yumuk,
Bulatlar ürkek
İstanbul'un üzerinde sessizce yokluyor;
Yalnızlığını,
Hafiften demlenen yalnızlık şarkısıyla
Ey Koca İstanbul,
Senden de kimlerr gelip geçer
Ekmeğinden yer suyundan içer
Hep enerjik hep çoşkulusun hepisine
Her günlerine umut olursun
Ama üşüdüğünde seni saracak kol yoktur,
hiçbirinde
"Yoruldum" diye ağladığında yaşını silecek el yoktur,
karşında
El ayak çekilir senden, kopunca fırtınaların
Bu sabah sende açma gözlerini
Bulutların örtü olsun soğuktan titreyen yalnızlığına

27/08/2012, Emirgan, 05:30

Ağustos 06, 2012

Bir beyaz lale

Kuşların otusleri, besledi küçücük soğanımı
Her notada biraz daha büyüdüm 
En Fıratanili günlerde besledim acacak yeni rengimi
Ve güneşle açılan taclarım,
Kalbime boyun eğen sarı lale olu verdim
Her gecen yıl daha narin, daha kadın olup
 Daha daha askla kavruldum
Her yeni yasamın bitişinde yılmadım,
Yeni rengime hazırlandım
Kulak verdim evrenin şarkısına,
Kucak actım gelen yağmurlara
Kâh kırmızı, kâh pembe, kâh beyaz actım her döngüde
Yılmadan umudla boyun eğdim kalbime
hasretle gönül bağladım;
Ayni topragın bir başka çukurunda,
Bir gun bana eğilecegini Bilmeden
Kendi firtinalarinda cirpinip 
Rengini besleyen laleye

Egilince boyunlarimiz
 Yuzyuze bakan lalelerimiz
Tutuşun eller, teşekkür edecek;
Yılmadan bu döngüyü Kuran  evrene