Eylül 05, 2009

Bir Balıkçı Teknesi

Bu nasıl bir gecedir ?
Mehtap gündüz yapmış geceyi,
Denizin üzerinde pır pır eden bir balıkçı teknesi,
Bi ben olur, bi arkadaş olur küt küt atan kalbime,
Uyuyan tüm evren, sessizce yalnızlığımı fısıldıyor kulağıma
Bir an ürperse de içim, o an farkediyorum :
Bu benim !
Gözlerimi kapatıp derin bir nefes çekince içime,
Sessizlikle beraber ılık bir duygu yayılıyor bedenimin her bir köşesine,
Denizin üzerinde süzülen o balıkçı teknesi gibi
Var olmamın mutluluğunu taşıyor kanımdaki binlerce hücre..
Amaç belli, o yalnızlıkta tek bir gaye güdülüyor;
Beni yaşatmak..hiç bir karşılık beklemeden sadece beni yaşatmak..
İşte o an anlarım ki mutluluk bu :
Kendini her bir zerrene kadar hissedebilmek, varlığının değerli olduğunu bilmek.
Şimdi uzaklaşıyor balıkçı teknesi,
Denizi sessizliğe boğarken, bende bırakıyor,
Kalbimin mutluluk tam tamlarını
Amaç belli, bana kendimi hatırlatmak,
Yaşamı ve mutluluğu hissettirmek.
İnsan kendinden haberdar olmalı, gecenin yalnızlığında
bir mehtap ve bir balıkçı teknesiyle bulduğu gibi
Bırakmamalı varlığını hissetmeyi,
Uyanırken etrafındaki yaşamlar,
Gece sahneyi gündüze bırakırken,
Gündüzün kalabalığı, hırsı, kavgaları
Kayettirmemeli içimdeki bir beni..!

Eylül 04, 2009

Haykırış

Bu gece gökyüzü iki ayrı katman oluşur,
İki ayrı haykırış olur:
Alt yüzü karanlık, üstte ise hoş bir aydınlık.
Bu tıpkı senle olmak ya da olmamak gibi..
Öyle ki,
Şahlanır bulutlar, ikimizin dokunuşlarıyla
Dalgalar coşar denizde, çağlayan sen olur içimde
İşte bu gökyüzünün kızıllığından dökülenler aşk nameleri...
Yağmura susamış ağaç gibi, dokunuşuna hasret tenim,
Güneşten çatlayan toprak gibi, ateşinden kavrulan dudaklarım
Sana aç girdap gibi, hortuma dönmüş içim
işte bu da gökyüzünün karanlığından yükselenen sensizlik ağıtları...
Bu gece gökyüzü ,
karanlık ile aydınlığın dansına sahne olur...